İki hafta önce girdiğim Garanti Bankası müfettiş yardımcılığı sınavının ardından bu pazar da kendimi başka bir sınavda buldum: 2009 KPDS... Kamu personeli dil sınavına aslında neden girdiğimi de tam bilememekle beraber bir arkadaşımın gir demesiyle girdiğimi söyleyebilirim :) Bu aslında biraz da başvuru çılgınlığına benziyor... Başvuru yaparken gazını alamayıp önüne gelen işe başvurmak gibi ben de önüme gelen sınava girer buldum kendimi... Bu sene bu sınava 99.219 kişi katılmış. 2001 yılında bu sınava katılan sayısı 14bin kişi civarında idi.
Sınav 9.30da idi ama gideceğim okulu bilmediğim için sabahın köründe yola düşmüştüm ve bir saaat kadar önce sınavın olduğu okulun bahçesinde çay ve tost sırasına girmiştim bile. Sıranın başında bir kadıncağız elinde davetiyeler olduğu halde oradakileri kermese çağırıyordu. Sıra bana geldiğinde ne sattığını sordum. Kadın okul aile birliğinin kermeste çekiliş düzenlediğini ve bunun biletlerini sattığını söyledi. En azından destek olmak adına alıp almayacağımı sordu. Benim hoşuma gitmişti ve iki tane aldım. Zaten koca sırada da ilk ben almıştım. Benden sonra da üç dört kişi aldı. Bilet birşey değildi . 2 lira idi bir tanesi. İnsanların umursamazlığı garibime gitmişti. okul şehrin dışında ve belli ki mali durumları çok da iyi olmayan çocukların yoğun olduğu bir okuldu. Ben karınca kararınca yardımcı olmak istedim ama maalesef sıradaki onlarca kişi benimle aynı fikirde değildi.
KPDS için gittiğim okulda sınav öncesi yaşadığım başka bir şeyi de anlatmak isterim. Okula normal şartlarda cep telefonu getirmek yasak. Giriş kartının iki yerine de kapalı dahi olsa cep telefonu getirilmemesini yazmışlar. Ama tabi ki biz Türk insanı bu kurala da uymayarak ve hatta bunun saçma bir uygulama olduğunu düşünerek inadına cep telefonu getirmişti. Sınava girdiğim salonda da tahtada zaten cep telefonunu sınav görevlisine teslim edin şeklinde bir uyarı yazılmıştı. Yani adamlar da getirildiğini biliyor kendilerince böyle önlem alıyorlardı. Sonra bir görevli geldi ve aşağıda ösym yetkililerinin olduğunu cep telefonu olanların aşağıdaki görevliye teslim etmeleri gerektiğini, eğer yapılacak aramada cep telefonu bulunursa bulunan şahsın sınavının iptal edileceğini söyledi. Bunun üzerine itirazlar yükseldi. Üniversitede hoca olduğunu söyleyen biri bunun çok saçma bir uygulama olduğunu söyleye söyleye aşağıya inip cep telefonunu teslim etti. Aşağıda da oradaki görevli ile tartışıyordu. O da kendince haklı olarak şu soruyu soruyordu : " Kapalı cep telefonunun ne sakıncası olabilir. Hepimiz çalışan , üniversite mezunu insanlarız bu uygulama da neyin nesi ?" Görevli ise giriş kartında da cep telefonu getirilmemesi gerektiği yazılı diyor başka birşey demiyordu. Yani bu soruya aslında o da cevap veremiyordu. Sonrasında söylene söylene sınav salonuna gelen üniversite hocası: " Anlamıyorum kapalı telefonun ne sakıncası olabilir?" diye sorarken başka biri : " Arkadaşım iyi güzel de kendine göre değerlendirme yapıyorsun. Hadi sen İstanbul'da sınava giriyorsun peki güneydoğuda nasıl olduğunu biliyor musun ? Adam cep telefonu ile giriyor hatta cep telefonu aracılığıyla soruları çözüyor. Buna ne diyeceksin." dedi. Sonra bir bayan da : " iyi de ben Adapazarı'ndan geliyorum buraya. Cep telefonum olmadan nasıl yapacaktım ki mecburen getirdim ve kapalı olarak duruyor yanımda." dedi...
Sonuçta ne oldu ? Cep telefonları teslim edildi. Sınav salonuna aramaya kimse gelmedi. 20 kişiden sadece 3 kişinin cep telefonunu teslim etmesi de garipti. Eminim ki salonda en az on beş kişinin cep telefonu vardı. İnsan ister istemez güzel ülkemin güzel insanları diyor...
0 comments:
Yorum Gönder