Başlığından da anlaşılacağı üzere her Türk gencinin başına gelen o malum olay ile ben de karşı karşıyayım….
Türkiye’de kendi ayakları üzerinde durmaya çalışmak adına 2 maceraperest arkadaşı ile iş kuran ve çetin şartların karşısında üç senecik direnebilmiş ben de iş arıyorum… 2005 temmuzunda başlayan kendi işimin patronu maceram 2008 martında son bulmuştu….(Bu tarafı es geçiyorum belki başka bir yazımda bunun üzerine daha çok eğilirim…) Derken nisanda askerlik gibi bu kez de her Türk erkeğinin karşılaştığı bir durumla karşılaştım…. Yedek subay olarak bir yıl vatani görevimi yaptıktan sonra (askerlik konusunu da es geçiyorum bu konu üzerine bir cümle demem yeterli sanırım…. Yaptım bitti gitti…) kimilerin yüzdelerle ifade ettiği kimilerininse bol sıfırlı rakamlarla dikkat çekmeye çalıştığı bir ordunun neferi oldum…. İşsizler ordusunun…. Biraz trajedi yapıyorum galiba melankolik damarım mı tuttu nedir….Neyse…Esasında kendimi bu ordunun bir elemanı olarak hiç görmedim hala da görmüyorum yani en azından görmemeye çalışıyorum…Ha hayat illa kabul etmem konusunda ısrar ederse de yapacak bir şey yok tabi… Şimdi ben bu yazıyı yazmaya bodoslama girdim bir plan program yapmaksızın ve dolayısıyla herşeyi bir anda yazmak istiyorum…. Sanki böyle tabiri caizse içimdekileri kusmak istiyorum ama yok yok bunları bir sıraya koymalı… Sıradan başlayarak anlatmalı bu kısmı ki okuyanlar da ne yazmış ne saçmalamış bu adam demesin… Okuyanlar demişken bu yazıyı kim ya da kimler okur ? Hmm, bunu düşünmedim açıkçası ama ben bloguma koyarım… Ah doğru ya blogum da uçmuştu… Hay Allah… Ah blogspot ah… neyse demek ki önce bir blog açacağız ondan sonra bunu yazacağız oraya… Sonra mı ? Sonrası Allah kerim canım…. Şişeye mesaj yazıp okyanusa salan ümit dolu (!) insan misali benim de durumum işte. Gördüğünüz üzere işte ordan buraya daldan dala atlıyorum Türkiye’nin sevgili kaynanası Sevda Hanım’ın dediği gibi…. Daldan dala daldan dala….
0 comments:
Yorum Gönder